9 Kasım günü, hem kızımın doğumu, hem de bayram nedeniyle bir süredir gidemediğim arılığıma gideyim dedim.
İçimdeki ses her ne kadar çok fazla zaman geçtiğini ve çok daha önce gitmem gerektiğini söylese de, o ana kadar bir türlü fırsatım olmamıştı. Canım hiç gitmek istemiyordu. Belki de sağduyum bana neyle karşılaşacağımı daha önceden söylüyordu aslında.
Bindim arabaya ve öğleden sonra vardım arıların yanına. Güneş olmasına rağmen hava biraz serin olduğu için uçan kaçan kimse yoktu. Üstten kontrol yapayım dedim. Her ihtimale karşı da körüğümü yaktım, önlüğümü giydim tabi.
Dedim ya, bu yıl işten güçten dolayı arıların bakım, ilaçlama ve beslemelerinde geciktim. Bazı kovanların görünümü iyiydi, bazılarında ise mevcut azlığı çok net görülüyordu.
Bugüne kadar, son baharda, katı besleme pek yapmazdım. Nedeni de bu aylarda açan davulgalardı (Bazı yörelerde davulgaya kocayemiş de deniyor – Latincesi Arbutus Unedo ). Bazı usta arıcılarımız sonbaharda açan davulganın arıyı çok yıprattığı uyarısında bulunuyorlar. Doğrudur. Ama bazen de, her ne kadar yıpransa da, risk altındaki koloniler için iyi oluyor. Tabi siz bana katılmayabilirsiniz. Bunlar benim şahsi görüşlerim.
Kapakları açtıkça, arılardaki tedirginliği hissetmemek mümkün değildi. Belli bir şeylerin sıkıntısı var. Davulgaların açtığı bir mevsimde bu ne olabilir diye düşünürken biraz ormana doğru yürümek ve duruma bakmak geldi içimden.
ŞOK!
Normalde aşağıdaki resimlerde gibi olması gereken davulgalar,…
Bu resimdeki gibi,
Dallar kuru çubuk, çubuk, uçlarında küçücük yapraklar. Üzerlerinde çiçeği geçtim bir tek tomurcuk yok. Meyve neredeyse hiç yok. Olan tek tük birkaç meyve de kahverengi bir renk almış. Şaşkınlıkla cep telefonumla Davulgaların resmini çektim. Hava kararıyordu, arabaya binip geri döndüm.
Görünen o ki, bundan sonra iş başa düşüyor. Bahara çıkana kadar fondan şeker ile besleyeceğiz. Pazartesi hemen sipariş vereyim.
Bu durumu hala tam olarak çözebilmiş değilim. www.agaclar.net/forum adresine yazdım, bir cevap alamadım. Amerika’da botanikçilerin forumuna yazdım, sadece bir kişi bitkinin bir stres etmeninden dolayı yapraklarını, dolayısıyla çiçek ve meyvelerini de kaybetmiş olabileceğini yazdı. Bunu da kuraklık veya aşırı soğuğa bağladı.
Yalova Birlik’ten Mürşit Korkut ile konuştum aynı durum orda da geçerliymiş. Öbür yandan bulunduğum yere yaklaşık 20 km ötede bulunan başka bir ormanlık bölgedeki davulgalarda hem çiçek hem de meyve varmış. Bölgeye ava giden arkadaşlar anlattı. Bandırma’daki arıcı arkadaşlarımızdan duyduğumuza göre körfeze bakan yamaçlarındaki davulgalar da açmış. Bizim buradakiler bu sene neden açmadı bir türlü çözemedim? Konu hakkında bilgisi olan varsa, buraya yorum yazarak beni aydınlatmasını özellikle rica ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder